İzmir’de Barajlar Kururken Su İhtiyacı Kritik Eşiğe Geldi!

0

BEĞENDİM

0

TÜRKİYE Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, İzmir’in su kaynakları durumu hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Gördes Barajı’nın 400 milyon metreküplük kapasitesine rağmen, hatalı yapım sebebiyle yalnızca yüzde 10’u yani 40 milyon metreküp su tutabildiğini belirtti. Yaşar, “Gördes Barajı, kapasitesi 300 milyon metreküp olan Tahtalı Barajı’ndan da büyük. Barajın tadilatı yapıldığı takdirde İzmir’i uzun yıllar su konusunda rahatlatabilir” dedi.

İzmir, kuraklık ve yağış azlığına bağlı olarak su krizinin eşiğine geldi. Kente içme suyu sağlayan toplam 6 barajdan 3’ü tamamen kurudu. Özellikle Tahtalı Barajı’nda su oranı yüzde 2’ye düştü. Su kesintileri, barajlardaki düşüşü önlemekte yetersiz kaldı ve şehirdeki içme suyu rezervinin yağışlı döneme kadar dikkatli kullanılması gerekliliği ortaya çıktı.

Prof. Dr. Yaşar, İzmir’in su açısından oldukça yetersiz olduğunu vurgulayarak, ağustos ayından bu yana uygulanan su kesintilerinin bunun bir göstergesi olduğunu kaydetti. “Ciddi bir kuraklıkla karşı karşıyayız. Su konusunda B ve C planlarının hazırlanması gerektiği konusunda uyardık. Geçtiğimiz yıl, kente günde yaklaşık 700 bin metreküp su verilirken, bu yıl yalnızca gece kesintileriyle 100 bin metreküp su tasarrufu sağlandı. Şu an ortalama 630 bin metreküp su çekiliyor. Eğer bu şekilde devam edersek, gerçek kuraklığı çok ağır bir bedelle atlatmak durumunda kalabiliriz” şeklinde konuştu.

Tahtalı Barajı’nın su oranının önümüzdeki günlerde yüzde 1 seviyesine düşeceğini bildiren Prof. Dr. Yaşar, “Tahtalı Barajı’nda tüm zamanların en düşük seviyesi olacak” dedi. Bu noktada, barajlardaki suyu artırmak için alttaki suyu çekme gibi yöntemlerin gündeme geleceği belirtildi. Ancak, Prof. Dr. Yaşar, “İzmir bu duruma hazırlıksız yakalandı” diyerek, barajların daha etkin bir şekilde kullanılmak zorunda olduğunu vurguladı.

Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Koray Çetin Önalan da benzer şekilde İzmir’in büyük bir metropol olduğunu ve 3,5 milyon nüfusun yaşadığını belirtti. Önalan, “Küresel iklim değişikliği ve kuraklıklar tarımsal sulama ile içme suyu rezervini olumsuz etkiledi. Bu sıkıntının geleceği çok uzun yıllar önce tahmin ediliyordu. Mevcut barajlar şu anda ihtiyacı karşılamıyor; bu sebeple yer altı kaynaklarına yönelmek zorundayız. Ancak yer altı suları da tükenmeyecek kaynaklar değil, bu yüzden çok dikkatli kullanılmaları gerekiyor” uyarısında bulundu.

Önalan, suyun yönetimi konusunda da ciddi eksiklikler olduğunu ifade etti. “Tarımda vahşi sulamayı bırakmalı, kayıp ve kaçak oranlarını azaltmalıyız. Su, tükenebilir bir doğal kaynaktır ve yurttaşlarımızın bu bilinçle hareket etmesi gerekiyor.” diyerek, planlamanın bir an önce yapılması gerektiğini söyledi. “Elimizdeki yer altı ve yer üstü su kaynaklarımızı net olarak ortaya koymalıyız. Hangi kaynaktan nasıl yararlanacağımızı doğru bir şekilde planlamalıyız” diye ekledi.

Önalan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yer altı suları yalnızca İzmir için değil, Türkiye ve dünya için stratejik kaynaklardır. Aşırı miktarda yer altı suyu kullanımı akiferlerimizi tükenme noktasına getiriyor. Uzun jeolojik süreçler gerektiren yağış sularının yer altına inmesi bir günde olmuyor. Dolayısıyla yer altından çektiğimiz sular, bugünün suları olmaktan