İzmir’in Bayraklı ve Karşıyaka sahillerinde 20 Ağustos’ta meydana gelen olay, şehirde büyük bir çevre felaketi olarak kayıtlara geçti. Binlerce ölü balığın kıyıya vurması ve bununla birlikte kentin dört bir yanını saran kötü koku, halk arasında ciddi bir paniğe yol açtı. Son dönemde yapılan gözlemler, Aksoy Mahallesi (Karşıyaka) ve Turan Mahallesi (Bayraklı) sahillerinde ölü balıkların kıyıya vurmaya devam ettiğini gösteriyor. Bu durumda, ölü balıkların deniz yüzeyine çıkmasının yanı sıra, İzmir Körfezi’nin renginin de gözle görünür şekilde kırmızıya döndüğü dikkat çekiyor. Ölen balık türleri arasında Çipura ve Deniz Levreği gibi ekonomik değeri olan türler de yer alıyor.
Balık ölümlerinin yaşandığı ilk günden bu yana, yerel yetkililer halkı bu ölü balıkları sulardan uzak durma konusunda uyarıyor. Ancak buna rağmen, Bayraklı’daki bazı vatandaşların kıyıya vuran ölü balıkları elleriyle topladığı gözlemlenmiştir. Bu durum, halkın durumu nasıl algıladığını ve tepkisini ortaya koyuyor. İnsanlar, bu saldırgan manzarayı görsel olarak rahatsız edici bulan bir tutum sergiliyor.
Ölü balıkların ortaya çıkması ve ortaya çıkan durum üzerine yetkililer harekete geçti. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZSU Genel Müdürlüğü altında yer alan Çiğli Kentsel Atıksu Arıtma Tesisi ile Güneybatı Atıksu Arıtma Tesisleri’nin, çevre mevzuatlarına aykırı bir şekilde standartların üzerinde kirli suları İzmir Körfezi’ne deşarj ettikleri tespit edildi. Bu tespitle birlikte, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne 1 milyon 858 bin TL’lik bir para cezası kesildi. Ayrıca, çevresel kirlenmeyi artıran bu durum nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığı’na da suç duyurusunda bulunuldu.
Bu durumun yerel halk üzerindeki etkileri ise oldukça olumsuz. Aykut Şimşek adındaki bir bölge sakini, yaşanan durumun oldukça rahatsız edici olduğunu dile getirerek, “1990 yılından beri buradayım. Balık ölümleri çevreyi ve bizi olumsuz etkiliyor. Koku çok rahatsız ediyor, yürümekte zorlanıyoruz. Akşam sahilde yürüme planımız vardı ama planımızı kokudan dolayı iptal ettik” ifadelerini kullandı. Bu sözler, bölgede yaşayan insanların hem çevresel hem de sağlık açısından ne denli büyük bir tehdit altında olduklarının altını çizmektedir.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ekipleri, sahillere vuran ölü balıkları toplamak için çalışmalarına devam ediyor. Ancak bu çalışmalar, yaşanan çevresel felaketi ve kirliliği tam anlamıyla ortadan kaldırmak için yeterli olmayabilir. Kentin geleceği açısından bu tür olayların önlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması büyük önem taşıyor. Yerel yönetimin bu durumu çözmesine yönelik adımlar atması, hem halk sağlığı hem de çevresel sürdürülebilirlik açısından kritik öneme sahiptir. Bu tür yaşanan olayların tekrarının yaşanmaması için toplumsal bilincin artırılması ve çevre yönetimlerinde daha sıkı denetimlerin gerçekleştirilmesi gereklidir. Kentteki kirlenmenin azaltılması ve sahillerin temizlenmesi hedefi, gelecekte benzer sorunların yaşanmaması için atılacak ilk adım olacaktır.