Üreticileri tarafından oldukça iddialı bir şekilde tanıtılan, bebeklerin dahi kullanabileceği söylenen damlalar, göz ve kulak rahatsızlıklarına yönelik çeşitli tedavi vaatleriyle piyasaya sürülmektedir. Bu damlaların göz rahatsızlıkları arasında üveit, keratokonus, miyop astigmat ve glokoma karşı etkili olduğu, kulak damlasının ise çınlama, vertigo ile işitme kaybı gibi sorunlara çözüm sunduğu öne sürülmektedir. Ancak, bu damlaların etkilerine dair yapılan açıklamaların güvenilirliği sorgulanmaktadır. Göz Sağlığı ve Hastalıkları uzmanı Op. Dr. Gökhan Deda, damlaların tek başına tüm göz hastalıklarını tedavi edemeyeceğini vurgulayarak, her hastanın farklı tedavi yaklaşımlarına ihtiyaç duyabileceğini belirtmektedir.
Dr. Deda, “Yalnızca damlayla tüm göz hastalıkları tedavi edilemez; çünkü tıbbi müdahale, hastalıkların yanı sıra hastaların bireysel özelliklerini de dikkate almalıdır” ifadelerini kullanmaktadır. Ayrıca, damlaların ve ilaçların birçok deneyim ve araştırma sonrasında ortaya çıktığını, Sağlık Bakanlığı onayıyla piyasada bulunduklarını dile getirmektedir. İlk kullanımda %20’lik bir iyileşme oranının mümkün olamayacağını belirten Deda, hastalıkların süreçler olduğunu ve bazı hastalıkların sadece tedavi edilmediğini, aynı zamanda ilerlemesinin de yavaşlatıldığını vurgulamaktadır.
İlaçların kullanımı sırasında doktorların danışmanlığının önemine dikkat çeken Dr. Deda, insanların iyi niyetle de olsa bilinmeyen ürünleri kullanmalarının tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini belirtmektedir. Kullanım için gerekli olan bilgilerin, özellikle de etken madde ve dozaj bilgilerinin belirtilmemesinin hastalar üzerinde olumsuz etkilere yol açabileceğini söylemiştir. Kendine güvenecek bir gider arayan hastaların, yalnızca güvenilir sağlık otoritelerince onaylanmış ilaçlara yönelmelerini önerdiğini eklemiştir.
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Erkan Vuralkan da bu duruma karşı çıkarak, damlaların yalnızca yerel etki gösterdiğini ve dolayısıyla hastalıklara geniş bir çare olamayacağına dikkat çekmektedir. Vuralkan, “Orta kulağa kadar gitmeyecek olan bir damlanın kana karışması ve etkilemesi mümkün değil” diyerek durumu izah etmektedir. Ayrıca, işitme kayıplarının birçok farklı sebebi olabileceği ve sadece bir damlayla çözüm bulmanın doğru olmayacağı yönünde uyarıda bulunmaktadır.
İlaçların güvenilirliği hakkında düşüncelerini paylaşan Prof. Dr. Vuralkan, muayene edilmeden ve ruhsatına sahip olmadıkça ilaçların kullanılmaması gerektiğine vurgu yapmaktadır. Psikolojik etkiler ve plasebo etkisi ile iyileşme olasılıkları bulunduğunu belirtirken, damlaların ne kadar etkili olduğu konusundaki belirsizliği de dile getirmektedir. Bu sebeple, ilaç veya kimyasal madde uygulamalarının mutlaka profesyonel hekim kontrolü altında yapılması gerektiği sonucuna ulaşmaktadır.
Sonuç olarak, her iki uzman da damlaların tek başına bir çözüm olamayacağına, hastalıkların tedavisinin tıbbi bir yaklaşımla ve multidisipliner bir bakış açısıyla ele alınması gerektiğine işaret etmektedir. Güvenilirlikleri ve yan etkileri bilinmeyen ürünlerin kullanılması, hastalar için geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurabileceği için halkın bu konularda daha dikkatli olması gerektiği ifade edilmektedir. Sağlık Bakanlığı onayı olan ve hekimler tarafından reçete edilen ilaçların tercih edilmesi önerilmektedir.