Asıl adı Hasan olan ve halk arasında “Gıj Gıj Baba” olarak bilinen tarihi kişilik, Malazgirt Savaşı öncesinde Horasan’dan Tokat’a yerleştiği rivayet edilen bir dini liderdir. Giydiği ayakkabının çıkardığı “gıj gıj” sesinden dolayı bu lakabı aldığı söylenmektedir. Gıj Gıj Baba’nın mezarı ve adına inşa edilen türbe, özellikle define avcılarının hedefi haline gelmiştir. Tokatlılar, geçmişte restore edilen bu türbenin korunabilmesi adına bölgenin sit alanı olarak ilan edilmesini talep ediyorlar.
Tarih Araştırmacısı Aybike Gamze Gazioğlu, define avcılarının bölgenin tarihi dokusuna verdiği zararı dile getiriyor. Gazioğlu, “Dağa ismini de veren Gıj Gıj Baba Türbesi’ndeyiz. Gıj Gıj Baba’yla ilgili daha önce rivayetler bulunmaktadır ancak kesin bir kaynağı bulunmamaktadır. Bu türbe, Tokat’ın önemli bir değeridir. Ancak belirli hazine avcıları bu mezarı kazmaya çalışıyor. Geçtiğimiz günlerde, iki kişinin burayı kazdığı duyumunu aldık. Hazineye meraklı kişiler, durumu öğreniyor ve buraya geliyor. Buradaki çiftlik sahibi bile ne zaman kazıldığının farkında değil. Muhtemelen define avcıları bu kazıları gece yapmıştır. Türbenin alt tarafı kazılmış ama hiçbir şeye ulaşamamışlar, çünkü bu sadece bir söylentiden ibaret.” ifadelerini kullanıyor.
Gazioğlu, define avcılarının türbeye verdiği zararı vurgulayarak, “Bu tarihi anıt, 500 yıllık bir geçmişe sahip. Kazı yapan insanlar, buranın önemini ve insanlara olan saygısını unutmuş durumdalar. Tokat halkı olarak, bu değeri korumak istiyoruz. Buraya gelen insanlar dua etmeye için geliyorlar ama hazine avcılarının yaptığı zarar, saygının kalmadığını gösteriyor. Burası muhtemelen hayırsever bir kişi tarafından yaptırılmış. Gıj Gıj Baba’nın türbesinin yerini belirlemek amacıyla inşa edilen bu mezar, şu an bu hazine avcılarının elinde yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.” diye ekliyor.
Şu anki durumda, türbenin korunması için acil önlemler alınması gerektiğini belirtmek gerekiyor. Define avcılarının yaptıkları, tarihi ve manevi bir miras olan Gıj Gıj Baba Türbesi’nin yok olmasına sebep olabilir. Toplum, bu tür tehditlerle mücadele edebilmek için daha duyarlı olmalı ve tarihi alanları koruma altına almak adına gereken adımları atmalıdır. Tokatlılar, söz konusu türbenin bir sit alanı olarak ilan edilmesini istiyor; bu sayede hem yapının korunması sağlanabilir hem de bölgeye olan tarihsel ve kültürel ilginin artması teşvik edilebilir.
Sonuç olarak, Gıj Gıj Baba’nın türbesi, sadece yerel halk için değil, Türk tarihi açısından da önemli bir mirastır. Bu türbeye ait hikayelerin ve rivayetlerin korunması, geleceğin nesilleri için büyük bir öneme sahiptir. Gıj Gıj Baba’nın ruhuna saygı göstererek, bu tür tarihi alanların korunmasına yönelik çalışmaların hızlanması, hem kültürel değerlerin yaşatılması hem de yerel halkın bu değerlere sahip çıkması açısından oldukça önemlidir. Tokatlıların ve tarihî araştırmacıların talepleri doğrultusunda hareket edilmesi, benzer olayların yaşanmaması adına atılacak önemli bir adım olacaktır.