admin

admin

29 Nisan 2025 Salı

Dikili Açıklarında 31 Düzensiz Göçmen Yakalandı

Dikili Açıklarında 31 Düzensiz Göçmen Yakalandı
0

BEĞENDİM

İzmir’in Dikili ilçesi açıklarında, yasa dışı yollarla yurt dışına geçmeye çalışan düzensiz göçmenler ile ilgili kayda değer bir olay yaşandı. Sahil Güvenlik ekipleri, bir lastik bot içerisinde 11’i çocuk 31 düzensiz göçmeni yakaladı. Bu durum, göçmen kaçakçılığına karşı verilen mücadelenin ne denli kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri, 27 Nisan tarihinde saat 03.00’te, Dikili ilçesinde görevli olan Sahil Güvenlik Mobil Radarı (MORAD-10) tarafından lastik bot içerisinde bir grup düzensiz göçmen olduğunun belirlendiği bilgisi üzerine harekete geçti. Tespit edilen bölgeye yönlendirilen Sahil Güvenlik Botu (TCSG-8), hızla lastik botu durdurarak içindeki göçmenleri kurtardı. Lastik botta toplamda 31 düzensiz göçmenin bulunduğu ve bunların 11’inin çocuk olduğu öğrenildi.

Yasa dışı yollarla yurt dışına çıkmaya çalıştıkları belirlenen göçmenlerin uyrukları da dikkat çekiciydi. Afganistan, Somali, Yemen ve İran gibi ülkelerden gelen bu düzensiz göçmenler, hem sağlık kontrollerinden geçti hem de gerekli işlemleri için ilgili otoritelere yönlendirildi. Yakalanan göçmenler, sağlık durumlarının kontrol edilmesinin ardından Geri Gönderme Merkezine sevk edildi. Bu tür vakalar, İzmir ve çevresindeki sahil bölgelerinin göçmenler için ne kadar kritik bir nokta olduğunu gösteriyor.

Türkiye, coğrafi konumu itibarıyla göç yolları üzerinde önemli bir ülke konumundadır. Özellikle son yıllarda artan düzensiz göç olayları, ülkenin çeşitli sahil bölgelerinde sıkça karşımıza çıkmaktadır. Sahil Güvenlik ekipleri, bu tür olaylara karşı kesintisiz bir şekilde faaliyet göstermekte ve göçmenlerin güvenliğini sağlamak için ellerinden geleni yapmaktadır.

Böyle olayların sık yaşanması, göçmenlerin tehlikeli deniz yollarına başvurmasına ve hayatlarını riske atmasına neden oluyor. Yasa dışı göçle mücadele hem ulusal hem de uluslararası düzeyde tartışılan bir mesele. Ülkelerin bu konuda aldıkları önlemler, insan kaçakçılığının ve düzensiz göçün önlenmesi açısından kritik önem taşıyor.

Dikili’de meydana gelen bu olay, hem göçmenlerin yaşam şartlarını hem de sahil güvenlik çalışmalarının gerekliliğini tekrar gündeme getirmiş oldu. Türkiye, göçmen kabul etme kapasitesini artırırken, aynı zamanda bu kişilerin haklarının korunmasına yönelik politikalarını da geliştirmeye çalışmaktadır. Geri Gönderme Merkezleri gibi yapılanmalar, yakalanan düzensiz göçmenlerin, ülkelerine iadeleri için önemli bir rol oynamaktadır.

Sonuç olarak, İzmir’in Dikili ilçesinde yaşanan olay, hem göçmenlerin hayatlarının korunması açısından hem de yasa dışı göçün engellenmesi açısından önemli bir başarı olarak değerlendiriliyor. Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın hızlı hareketi, bu tür durumların önlenmesi için kritik bir örnek teşkil etmektedir.

Devamını Oku

Özdağ hakkında iki dava, yarın Çağlayan’da!

Özdağ hakkında iki dava, yarın Çağlayan’da!
0

BEĞENDİM

Zafer Partisi’nden Ümit Özdağ’a Destek Açıklaması

Zafer Partisi Sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu, partisinin genel merkezinde yaptığı açıklamada, Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hakkında iki ayrı dava açıldığını bildirdi. Özdağ, yarın “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde mahkeme önüne çıkacak. Karamahmutoğlu, bu duruşmanın, Antalya’da yaptığı bir konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik ifadeleri nedeniyle açılan davanın konusu olduğunu belirtti.

“Yarınki duruşmanın konusu, Antalya’da yapılan bir konuşmada Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yönelik ifadeler nedeniyle açılan ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ davasıdır.” diyen Karamahmutoğlu, Özdağ’ın konuşmasında, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın parti kongresinde partililere yönelik yaptığı konuşmaya cevap verdiğini ifade etti.

Karamahmutoğlu’ndan Gelen Eleştiriler

Karamahmutoğlu, “AKP Genel Başkanı’nın konuşmasında milli değerlerimize, Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik alınganlık yaratabilecek incitici ifadeler vardı. Sayın Genel Başkan da bu sözlere karşılık verdi” diyerek, bir çelişkiye dikkat çekti. Karamahmutoğlu, “Konuşmayı yapan AKP Genel Başkanı, Sayın Özdağ’ın cevap verdiği kişi de AKP Genel Başkanı. Ancak dava, Cumhurbaşkanı sıfatıyla açıldı. Bir kişi birden fazla şapkaya sahip diye istediği zaman istediği sıfatı kullanarak bizim aleyhimize dava mı açacak?” ifadelerini kullandı.

Aynı zamanda, bu durumun siyasi tartışmalarda kafa karışıklığına neden olduğunu vurgulayan Karamahmutoğlu, “AKP Genel Başkanı sıfatıyla konuşuyor ama biz ona cevap verince karşımıza niçin Cumhurbaşkanı sıfatıyla çıkıyor?” diye eleştirilerde bulundu. Antalya’da yapılan konuşmaya ilişkin açılan hakaret davası yarın İstanbul Adliyesi’nde görülecek ve Zafer Partisi üyeleri, diğer siyasi partilerden gelen birçok üst düzey yönetici ve vatandaşlarla birlikte duruşmaya katılacak.

Hukukun Üstünlüğü İçin Mücadele

Karamahmutoğlu, yarın İstanbul Adliyesi’nde duruşmaya katılacaklarını ve başta Ümit Özdağ olmak üzere, eğitiminden ve özgürlüğünden yoksun bırakılan gençler için de orada bulunduklarını vurguladı. Ayrıca, 19 Mart müdahalesinden bu yana siyasal rakipleri olarak gördükleri kişilere yönelik yapılan tutuklamaları da protesto etmek amacıyla orada olacaklarını söyledi. “Ne bir kısmı için biraz daha az ne de diğer bir kısmı için biraz daha fazla ve imtiyazlı. Hepsi için, tamamı için eşit istenir.” ifadesiyle hukukun üstünlüğü ve hakların korunması çağrısında bulundu.

Karamahmutoğlu, toplumda bir korku atmosferi oluşturulmaya çalışıldığını savunarak, “Suskun vatandaş, susman yetmez. Kendini korunaklı, güvenli alanda hissedebilmen için hükümetin otoriterleşen, hükümetin şiddetinden korunmak için susman yetmeyecek.” dedi. AKP hükümetiyle tam biat etmediyseniz düşman ceza hukuku ile karşılaşabileceğiniz konusunda uyarıda bulundu. Bu nedenle, toplumu her bireyin kendi haklarını savunmak için harekete geçmeleri gerektiğine dair bir çağrıda bulunarak; “Sıra sana gelmeden Çağlayan’a gel.” ifadesiyle vatandaşları duruşmaya davet etti.

Son olarak, Karamahmutoğlu yarın sabah saat 8’de İstanbul Adliyesi’nin meydanında bir araya gelmeye davet ederek, “Belki kahvaltı tabağımızda dumanı üstünde tüten hukuk ve adalet servis edildiğini görebiliriz.” ifades

Devamını Oku

Yargıtay’dan Nafaka Kararında Şok Bozma!

Yargıtay’dan Nafaka Kararında Şok Bozma!
0

BEĞENDİM

İçtihat Bülteni Uygulaması’ndan elde edilen verilere göre, nafaka konusunda Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından daha önce bozulan bir dosyada, mahkeme bozmaya uyarak yapılan yargılama sonucunda davacı kadın yararına 105 bin lira tutarında toptan yoksulluk nafakasına karar vermiştir. Bu karar üzerine, davalı erkek vekili belirli bir süre içinde mahkeme kararına karşı temyiz isteminde bulunmuştur. Böylelikle, dava dosyası tekrar Yargıtay 2. Hukuk Dairesi gündemine alınmıştır.

Temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, davacı kadına belirlenen nafaka miktarının incelenmesi gerektiğini değerlendirmiştir. Daire, “Sadece 14 ay süren bir evlilik için yaklaşık 150 aya denk gelecek şekilde toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olması, temyiz edenin aleyhine hüküm kurma yasağının ihlali niteliğinde olup; kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarıyla da açıkça orantısızdır” ifadesinde bulunmuştur. Bu durumun hakkaniyete aykırı olduğu vurgulanarak, daha açik bir ifadeyle, davacı kadın yararına takdir edilen toptan yoksulluk nafakasının yüksek olduğu ve bozma ilamının amacına uygun bulunmadığı belirtilmiştir.

Yargıtay, mahkemenin kadının lehine daha uygun bir miktarda toptan yoksulluk nafakasına hükmetmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Bu bağlamda, mahkeme tarafından yazılı şekilde kurulan hükmün usul ve yasaya aykırı olduğu ifade edilerek, bozma kararına varılmıştır. Bu durum, mahkemelerin verdikleri kararların, tazminat miktarları açısından nasıl atıfta bulunulması gerektiğine dair önemli bir örnek teşkil etmektedir.

Bu tür davalarda, nafakanın belirlenmesi sürecinin yalnızca evliliğin süresine değil, aynı zamanda eşlerin ekonomik durumlarına, yaşam standartlarına ve diğer sosyal faktörlere dayalı olarak da değerlendirilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Yargıtay, adaletin sağlanmasında ve taraflar arasında eşitliğin gözetilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Evlilik süresinin kısa olması nedeniyle çok yüksek bir nafaka kararının verilmesi, tazminatın kötü etkilerini göz önünde bulundurarak her iki taraf için de makul bir çözüm yolu arayışını zorunlu kılmaktadır.

Sonuç olarak, nafaka davalarında, tarihlerden ve olayların detaylarından bağımsız olarak, her bir dava için ayrı bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Mahkemelerin, yalnızca otomatik olarak yargılama yapmaktansa, haklının ve hakkaniyetin sağlandığı bir yaklaşımı benimsemesi, gelecekte benzer durumlarla karşılaşılmaması adına önem taşımaktadır. Bu tür durumlarla ilgili olarak oluşturulan emsal kararların, hukukun işlemesine ve taraflar arasında adaletin sağlanmasına katkı sağlayacağı düşünülebilir.

Devamını Oku

Sırrı Süreyya Önder’in Sağlık Durumu Ciddileşti!

Sırrı Süreyya Önder’in Sağlık Durumu Ciddileşti!
0

BEĞENDİM

Sırrı Süreyya Önder’in Sağlık Durumu: Süregelen Tehlikeler ve Umutlar

Geçirdiği kalp rahatsızlığı sonrasında 15 Nisan Salı gecesi hastaneye kaldırılan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Meclis Başkanvekili, Devrimci Parti (DEM) İstanbul Milletvekili ve İmralı Heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder’in sağlık durumu ciddi bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor. 13 gündür İstanbul Florence Nightingale Hastanesi’nde tedavi gören Önder’in sağlık durumu hakkında hastaneden yapılan son açıklamalar, tahminleri zorlaştırıyor ve iyimser bir tablo çizmiyor.

Durumunun Ciddiyeti Devam Ediyor

Hastaneden saat 10:00’da yapılan açıklamada, Sırrı Süreyya Önder’in reflekslerinin azaldığı ve beyin ödeminin devam ettiği belirtildi. Açıklamada, “Hayati tehlikesi maalesef artarak devam etmektedir” denildi. Önder’in 13. gününde yoğun bakım ünitesinde ECMO (kalp destek cihazı) ve inotropik destek tedavisi altında hemodinamik stabilitesini korumasına rağmen, nörolojik durumunun giderek bozulduğu ifade edildi. Hastanın reflekslerinin azaldığı ve beyin ödeminin devam ettiği gerçeği, hayati tehlikesinin arttığını gösteriyor.

Doktorların Değerlendirmesi

Saat 13:00’te gerçekleştirilen detaylı basın toplantısında, Nörolog Prof. Dr. Yasef Özsarfati, mevcut durum hakkında bilgi verdi. Özsarfati, “Elimizdeki kriterlerle daha iyiye gittiğini söylememiz çok zor. Beyin ölümü bulguları şu anda yok” dedi. Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ertan Sağbaş ise, hastanın durumunda herhangi bir uyanma olmadığını ve nörolojik olarak da bir iyileşme kaydedilmediğini belirtti. Sağbaş, “Bir mucizeyi gerçekleştirmeye çalışıyoruz” şeklinde ifade etti.

Nörolojik Durumda Kötüleşme

Hastanenin Başhekimi Prof. Dr. Çaylan Çiftçi de durumu değerlendirerek, “Hastamızın nörolojik durumu giderek bozulmaya başlamıştır. Bu nedenle başka bir kırılma noktasına gelmiş bulunmaktayız” açıklamasında bulundu. Beyinle ilgili reflekslerin azaldığını ve beyin ödeminin devam ettiğini, bu durumun da hayati tehlikeyi artırdığını vurguladı. Çiftçi, sabırla tedaviye devam edeceklerini belirtirken, kamuoyundan da sabır talep etti.

Önemli Gelişmeler ve Riskler

Prof. Dr. Yasef Özsarfati, kırılma noktasının kalp sistemindeki problemler ön plandayken, son zamanlarda nörolojik problemin daha belirgin hale geldiğini dile getirdi. Reflekslerin azaldığını ve EEG kayıtlarında belli bir cevapsızlık halinin baş gösterdiğini kaydetti. Beyne hava gitmesinin az olması sonucu oluşan beyin ödeminin, nörolojik değerlendirmeler açısından ciddi bir sorun teşkil ettiğini ifade etti.

Doktorların Tedavi Süreci

Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ertan Sağbaş, hastanın ameliyatının üçüncü gününde sağ ventrikülün kasıldığını ve bunun kendileri için bir sürpriz olduğunu belirtti. Ancak sonrasında kalbin belirli bir seviyeye geldiğini, fakat ECMO desteğine muhtaç olunduğunu vurguladı. Sağbaş, vücudun dolaşımını sağlamak için ECMO cihazının hayati öneme sahip olduğunu ifade etti. Ayrıca, enfeksiyon riskine karşı dikkatli olduklarını ve şu ana kadar iyi korunduklarını belirtti.

Son olarak, doktorlar, hastanın durumu hakkında kesin bir tahminde bulunmakta zorlandıklarını, ancak tedavi sürecine devam ettiklerini ve herkesin sabırlı olmasını talep ettiklerini yinelediler. Sırrı Süreyya Önder’in durumu, hem siyasi hem de toplumsal açıdan geniş bir yankı uyandırmaya devam ediyor

Devamını Oku

Otomatik Taslak: Geleceğin Yazım Teknolojisi

0

BEĞENDİM

Konu hakkında bilgi vermek adına, lütfen bir metin veya bağlam sağlayınız. Böylece istediğiniz gibi bir özet oluşturabilirim.

Devamını Oku