28 Temmuz 2025 Pazartesi
Devlet Memurları Konfederasyonu, yetkili sendikaların yıllardır kamu emekçilerinin taleplerini masaya taşıyamadığına dikkat çekerek, bu kez “meydanda olanın masada da olması gerektiğini” vurguladı. Osman Kaya’nın açıklaması, sadece bir sendikal çağrı değil, aynı zamanda Türkiye kamuoyuna yöneltilmiş ciddi bir toplumsal uyarıydı.
Kaya, “Kazanmaktan ziyade kayıp dönemleri yaşadık!” ifadesi ile kamu çalışanlarının içerisinden geçtiği zor durumu özetledi. Ayrıca, “Masaya oturuyorlar ama her seferinde memur yoksullaşıyor!” diyerek toplu sözleşmenin durumuna değindi. Türkiye’nin çeşitli illerinde devam eden orman yangınlarında hayatını kaybeden kamu görevlilerini anarak sözlerine başlayan Kaya, “Yeşil vatanı korumak için canını feda eden tüm kahramanlarımıza rahmet diliyorum” dedi ve böylece birlik ve dayanışma mesajı verdi.
Devamında, toplu sözleşme sürecinin artık bir iyileştirme pazarlığı değil, bir kaygı sözleşmesine dönüşmeye başladığını belirtti. Kamu çalışanlarının her yıl daha da fakirleştiğini ve özlük haklarının geriye gittiğini vurguladı. Kaya, “Göstermelik toplantılarla, klimalı salonlardan yapılan açıklamalarla sorun çözülmez!” diyerek yetkili sendikanın yıllardır kamu çalışanlarının temel taleplerini görmezden geldiğini ifade etti.
Kaya, “Şimdi meydanlardan geliyoruz, memurun alın teriyle masaya oturmaya hazırız” diyerek Devlet Memurları Konfederasyonu’nun kararlılığını ortaya koydu. Gazetelerde kamuoyuna ilan edilen başlıca talepler arasında seyyanen zamların taban aylıklara yansıtılması, enflasyon farkı ve büyüme oranının maaşlara yansıtılması, vergi diliminin sabitlenmesi, bayramlarda net bir maaş ikramiyesi verilmesi gibi maddeler bulunmaktadır. Bunların yanı sıra, büyükşehirlerde görev yapanlara özel tazminat ödenmesi, yemek ve giyim yardımlarının güncellenmesi gibi talepleri de sıraladı.
Ayrıca, kamuoyuna düşen en sert açıklamalarından biri, yetkili sendikanın dayanışma aidatı adı altında üye olmayan memurların maaşından kesinti yapılmasını istemesiyle ilgiliydi. Kaya, “Kazanım üretemeyen sendika, memurdan aidat isteyemez!” diyerek bu durumu kesin bir dille eleştirdi ve bu uygulamayı kabul etmeyeceklerini net bir biçimde ifade etti.
Osman Kaya, “110 bin üyemizle geldik, milyonların sesi olacağız!” diyerek Devlet Memurları Konfederasyonu’nun sendikal büyüme rekorlarından bahsetti. “Masada yokuz diye susacağımızı sananlar, meydanların gücünü unutmasın,” diye ekledi. Toplu sözleşmeyi şeref, onur ve namus olarak tanımlarak, bundan sonraki her görüşme gününde meydanlarda olacaklarının altını çizdi. “Artık kamu çalışanı sadaka değil, hakkını istiyor! Refah değil, adalet! Sabır değil, çözüm bekliyoruz!” açıklamasıyla bu sesin susturulamaz olduğunu vurguladı.
Sonuç olarak, bu açıklama yalnızca bir sendikal çağrı değil; aynı zamanda bir hak arayışının, emeğin ve adaletin çığlığıdır. Kamu çalışanlarının haklarını savunmak, bu süreçte en üst ön