admin

admin

29 Nisan 2025 Salı

Yargıtay’dan Nafaka Kararında Şok Bozma!

Yargıtay’dan Nafaka Kararında Şok Bozma!
0

BEĞENDİM

İçtihat Bülteni Uygulaması’ndan elde edilen verilere göre, nafaka konusunda Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından daha önce bozulan bir dosyada, mahkeme bozmaya uyarak yapılan yargılama sonucunda davacı kadın yararına 105 bin lira tutarında toptan yoksulluk nafakasına karar vermiştir. Bu karar üzerine, davalı erkek vekili belirli bir süre içinde mahkeme kararına karşı temyiz isteminde bulunmuştur. Böylelikle, dava dosyası tekrar Yargıtay 2. Hukuk Dairesi gündemine alınmıştır.

Temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, davacı kadına belirlenen nafaka miktarının incelenmesi gerektiğini değerlendirmiştir. Daire, “Sadece 14 ay süren bir evlilik için yaklaşık 150 aya denk gelecek şekilde toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olması, temyiz edenin aleyhine hüküm kurma yasağının ihlali niteliğinde olup; kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarıyla da açıkça orantısızdır” ifadesinde bulunmuştur. Bu durumun hakkaniyete aykırı olduğu vurgulanarak, daha açik bir ifadeyle, davacı kadın yararına takdir edilen toptan yoksulluk nafakasının yüksek olduğu ve bozma ilamının amacına uygun bulunmadığı belirtilmiştir.

Yargıtay, mahkemenin kadının lehine daha uygun bir miktarda toptan yoksulluk nafakasına hükmetmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Bu bağlamda, mahkeme tarafından yazılı şekilde kurulan hükmün usul ve yasaya aykırı olduğu ifade edilerek, bozma kararına varılmıştır. Bu durum, mahkemelerin verdikleri kararların, tazminat miktarları açısından nasıl atıfta bulunulması gerektiğine dair önemli bir örnek teşkil etmektedir.

Bu tür davalarda, nafakanın belirlenmesi sürecinin yalnızca evliliğin süresine değil, aynı zamanda eşlerin ekonomik durumlarına, yaşam standartlarına ve diğer sosyal faktörlere dayalı olarak da değerlendirilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Yargıtay, adaletin sağlanmasında ve taraflar arasında eşitliğin gözetilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Evlilik süresinin kısa olması nedeniyle çok yüksek bir nafaka kararının verilmesi, tazminatın kötü etkilerini göz önünde bulundurarak her iki taraf için de makul bir çözüm yolu arayışını zorunlu kılmaktadır.

Sonuç olarak, nafaka davalarında, tarihlerden ve olayların detaylarından bağımsız olarak, her bir dava için ayrı bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Mahkemelerin, yalnızca otomatik olarak yargılama yapmaktansa, haklının ve hakkaniyetin sağlandığı bir yaklaşımı benimsemesi, gelecekte benzer durumlarla karşılaşılmaması adına önem taşımaktadır. Bu tür durumlarla ilgili olarak oluşturulan emsal kararların, hukukun işlemesine ve taraflar arasında adaletin sağlanmasına katkı sağlayacağı düşünülebilir.