CHP’li belediyelere yönelik sürdürülen kapsamlı operasyonun parçası olarak gözaltına alınan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere’nin de aralarında bulunduğu 13 kişinin adliyedeki işlemlerinin başlaması, Türkiye’nin siyasi gündeminde büyük ilgi uyandırdı. Operasyon sırasında bu iki belediye başkanının yanı sıra, farklı illerdeki bazı isimler de gözaltına alındı. 4 gündür gözaltında tutulan Karalar ve Tutdere, sağlık kontrolü için Bayrampaşa Devlet Hastanesi’ne götürüldü.
Haberin detaylarına göre, Zeydan Karalar, İstanbul’da CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret ettikten sonra, Gebze’deki ablasının evinde gözaltına alındı. Abdurrahman Tutdere ise Ankara’dan Adıyaman’a dönerken 5 Temmuz tarihinde gözaltına alındı. Her iki isim, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde yapılan işlemlerin ardından, sabah saat 09.15 sıralarında Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi.
Savcılık katındaki güvenlik önlemleri dikkat çekerken, gözaltındaki 13 kişinin ifadeleri 10.30 sularında alınmaya başlandı. İfadeler esnasında basın mensuplarının kontrol noktasından uzak tutulduğu bilgisi geldi. Zeydan Karalar’ın, tutuklama talebiyle, Abdurrahman Tutdere’nin ise adli kontrol talebiyle mahkemeye sevk edilmesi, operasyona dair yeni gelişmeleri de gündeme getirdi.
Bu yeni operasyon, daha önce gözaltına alınan bazı isimlerin ifadeleri gerekçe gösterilerek düzenlendi. Aralarında Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in de bulunduğu toplam 13 kişi, ‘rüşvet’ eylemleri suçlamasıyla gözaltına alındı. Muhittin Böcek, çıkarıldığı mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Böcek, savcılık ifadesinde kendisine yöneltilen ‘rüşvet’ suçlamalarını kesinlikle reddettiğini ve bu suçlamaların gerçeği yansıtmadığını belirtti.
Bu olaylar, Türkiye’nin siyasi sahnesinde gerilim yaratan bir gelişme olarak algılanıyor. CHP’li belediye başkanlarına yönelik yapılan bu operasyonlar, partinin içindeki ayrışmaları ve siyasi mücadelenin boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Her ne kadar bazı yetkililer tarafından operasyonların yasal çerçevede gerçekleştirildiği savunulsa da, muhalefet cephesinden gelen tepkiler, söz konusu operasyonların siyasi bir ayıklama girişimi olarak algılanmasına yol açıyor.
Özellikle, son dönemde Türkiye’de gerçekleşen benzer operasyonlar ve gözaltılar, siyasi iktidarın muhalefet üzerindeki baskısını artırdığı iddialarına zemin hazırlamaktadır. Bu bağlamda, Zeydan Karalar ve Abdurrahman Tutdere’nin durumu, Türkiye’deki muhalefet partilerinin bir araya gelmesi ve ortak bir çözüm arayışına girmesi gerekliliği konusunda da önemli bir örnek teşkil edebilir.
Gelişmelerin nasıl bir seyir alacağı, hem muhalefetin hem de iktidarın yaklaşımına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Ancak, gözaltındaki isimlerin durumu ve süreçleri, Türkiye’nin siyasi atmosferinde önemli bir etki yaratmaya devam edecektir.