Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da gerçekleştirilen 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF 2025) kapsamında önemli açıklamalarda bulundu. Burada, günümüz küresel sosyo-ekonomik süreçlerine dair değerlendirmeler yapan Erdoğan, “Güç dengelerinin yeniden belirlendiği, küresel ağırlık merkezlerinin yer değiştirdiği, uluslararası rekabetin giderek kızıştığı bir süreçten geçiyoruz” dedi. Bu ifadeleriyle, dünya çapında yaşanan dönüşümün altını çizen Erdoğan, Türkiye’nin bu süreçte nasıl bir pozisyon alması gerektiğini de vurguladı.
Erdoğan, Türk dış politikasının temel ilkelerini belirterek, “Barış, adalet, uluslararası hukuk, egemenliğe saygı, hakkaniyet ve dayanışma” kavramları etrafında şekillendiğini ifade etti. “Nüfus peşinde değiliz, tahakküm peşinde değiliz, hiç kimsenin iç işlerine karışmak niyetinde asla ve asla değiliz. Tüm kalbimizle bölgemizde huzur, barış, dayanışma istiyoruz” dedi. Bu açıklamalar, Türkiye’nin izlediği dış politikanın amacını net bir şekilde ortaya koydu.
Erdoğan, İsrail’in Gazze’deki saldırılarına dair sert bir üslup kullandı ve “İsrail’in Gazze halkına yönelik Nazileri fersah fersah aşan soykırımını tüm insanlığın gündeminde tutmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu. Türkiye’nin insani yardımlarının yanı sıra diplomatik çabalarını da artırdığını belirten Erdoğan, ateşkesin sağlanması gerektiğine vurgu yaptı. “Gazze’ye insani yardımların girişine izin verilmesi bir başka önceliğimizdir. Maalesef Kızılhaç’ın bile girişine izin verilmediği gerçekten korkunç bir durum söz konusudur” dedi. Ayrıca, “Netanyahu ve katliam şebekesi, barbarlıkta Hitler’i çoktan geride bıraktı” diyerek olayın ciddiyetini dile getirdi.
Erdoğan, bölgesel istikrarsızlığa dikkat çekerek, “İsrail’in coğrafyamızı istikrarsızlaştırmaya dönük saldırıları, geniş bir bölgede nükseden gerilimlerle birleşiyor” sözlerini sarf etti. Gazze’de yaşanan insani krizin, Türkiye’nin sorumluluğunda olduğunun altını çizen Erdoğan, “Açlıktan bir deri bir kemik kalmış çocukların derdi bizim derdimizdir” ifadesini kullandı. Ülkede yaşanan çatışmaların her birinin, Türkiye için önemli ve dikkatle takip edilmesi gereken sorunlar olduğunu belirtti.
Erdoğan, uluslararası toplumun sessizliğini eleştirerek, “Her kim İsrail’in Gazze’deki saldırısına sessiz kalıyorsa buna ortak oluyor demektir” dedi. Masumların yaşadığı trajedilere dikkat çeken Erdoğan, bu soykırıma karşı ortak bir ses oluşturulması gerektiğini savundu. “Geliniz bu caniliğe hep birlikte tepki verelim” şeklindeki çağrısı, uluslararası topluma yöneltilmişti.
Erdoğan, konuşmasında Türkiye’nin savunma sanayisine de değindi. “Hazır ol cenge eğer istersen sulhu salah. Eğer barış ve dirlik istiyorsan caydırıcılığını en üst düzeyde tutmalısın” diyerek, güçlü bir savunma sanayinin gerekliliğine işaret etti. Tüm ihtiyaçların yerli ve milli kaynaklarla karşılandığını, savunma sanayisi sıçrama yaşadığını belirten Erdoğan, “Savunma sanayimizin yerlilik oranı yüzde 80’lerin üzerine çıktı. 20 milyar doları aşan ciro ile savunma sanayimiz adeta destan yazıyor” dedi. Türkiye’nin kendi savaş gemisini tasarlayan dünyadaki 10 ülkeden biri olduğunu vurgulayarak, başarılarının global arenada ses get