0

BEĞENDİM

0

Fatih Altaylı’nın Duruşması: Tehdit Suçlaması ve Gazetecilik Üzerine Düşünceler

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan tehdit içerikli sözler sarf ettiği iddiasıyla tutuklanan gazeteci Fatih Altaylı, 22 Haziran’da tutuklanmasının ardından hakim karşısına çıktı. Duruşma, 10:55’te Silivri Açık Ceza Yerleşkesi 2 No’lu duruşma salonunda başladı. Duruşmayı, Fatih Altaylı’nın eşi Hande Altaylı’nın yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcıları Deniz Atalar ve Burhanettin Bulut, CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Ali Gökçek, Utku Çakırözer, Bülent Tezcan, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Hakan Şeref Olgun, İYİ Parti Milletvekilleri Selçuk Türkoğlu, Lütfi Türkan ve akademisyen Celal Şengör gibi birçok isim izledi. Duruşma salonunda oldukça fazla gazetecinin de bulunduğu gözlemlendi.

Fatih Altaylı, duruşma sırasında tutuklu olma nedeninin ülke için kaygılarından kaynaklandığını dile getirdi. “Bugün burada bulunmamın nedeni, bu salonda bulunan ya da bu ülkenin en ücra köyünde yaşayan çocukları, hiç tanımadığım insanların evlatlarını kendi kızım kadar seviyor, kendi kızım gibiymişçesine düşünüyor, önemsiyor olmam,” şeklinde konuştu. Altaylı, tutukluluğunu, daha iyi bir yaşam ve eşit fırsatlar sunulan bir ülke hayaliyle bağdaştırdığını ifade etti.

Duruşma sırasında yaşadığı şaşkınlığı dile getiren Altaylı, “Sizleri ve buradaki herkesi buralara kadar yorduğumuz için kusura bakmayın ama emin olun ben de hiç istemezdim böyle olmasını,” dedi. Hayatında ilk defa bir Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığını hatırlatarak, neden burada bulunduğunu anlamadığını vurguladı. Meslek hayatı boyunca kimseyi tehdit etmediğine dikkat çeken Altaylı, “40 küsur yıllık meslek hayatım boyunca, bırakın meslek hayatımı, tüm yaşamım boyunca ne benden güçsüz ne benden güçlü tek bir kişiyi bile tehdit etmedim,” ifadelerini kullandı.

Altaylı, sosyal medyada hedef alındığını belirterek, “2,5-3 dakikalık iyi niyetli bir konuşmamın içinden 15-20 saniye kesildi. Sosyal medya lincine uğradım ve Silivri’de hücreye atıldım,” dedi. Duruşmadaki savunmasında, “Gazetecilik ya da yayıncılık yaptığım için bana ‘muhalif gazeteci’ diyenler var. Bu tanımlama bana ait değil. Eşim beni eleştirir, bana muhalefet midir bu?” dedi. Kendi görüşlerini ifade etmenin bir özgürlük hakkı olduğunu belirten Altaylı, muhalefet olarak adlandırılmaktan çok, insanların hayallerini kurabilme özgürlüğünü savunduğunu vurguladı.

“Hep Farklı Hayaller Görme Hakkını Savundum”

Altaylı, kendisini muhalif olarak tanımlamayı bir tercih olarak değerlendirse de, kendisini Türkiye’nin toplumsal duygusunun merkezinde duran bir kişi olarak gördüğünü ifade etti. Toplumun en ortak duygularını hissetmeye ve seslendirmeye çabası olduğunu belirtti. İdeolojisi ne olursa olsun her iktidara karşı farklı hayaller kurma özgürlüğünü savunduğunu ve bu durumu sürekli olarak gündeme getirmeye çalıştığını vurguladı.

Son olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tehdit ettiğine dair yargılanmanın kendisi için hem şaşırtıcı hem de üzücü olduğunu kaydeden Altaylı, “Bu yüzden de bugün, Sayın Cumhurbaşkanı’nı tehdit ettiğim iddiasıyla karşınızda bulunmak beni hem çok şaşırtıyor hem de çok üzüyor,” dedi.

İddialar ve Suçlamalar

Fatih Altaylı hakkında