Günümüzde, güç dengelerinin yeniden şekillendiği ve küresel ağırlık merkezlerinin yer değiştirdiği bir dönemdeyiz. Uluslararası rekabetin giderek arttığı bu süreçte, insani krizler ve çatışmalar ön plana çıkmaktadır. Özellikle Gazze’de yaşanan dram, tüm dünyanın dikkatini çekmesi gereken bir durum. Gazze’ye insani yardım malzemelerinin girişine izin verilmemesi nedeniyle açlıkla mücadele eden çocukların durumu, hepimizin yüreğini dağlamaktadır. İsrail’in Gazze’ye uyguladığı bu soykırım, ne yazık ki insanlığın göz ardı edemeyeceği bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. Bu bağlamda, Netanyahu’nun liderliğindeki İsrail hükümetinin uygulamaları, tarihsel olarak en korkunç soykırımlardan biri olarak tanımlanabilir.
Gazze’deki durumun, insanlık onuruna karşı işlenen bir suç olduğunun altını çizmek önemlidir. Her kim ki bu soykırım karşısında sessiz kalıyorsa, aslında İsrail’in işlediği insanlık suçlarına dolaylı yoldan ortak olmaktadır. Gazze’de adeta insanlık ölüyor ve bu durum karşısında herkesin sesini yükseltmesi gerekmektedir. Bizler bu caniliğe karşı bir tepki vermek zorundayız. “Artık yeter!” demek, sadece yerel bir sorunun değil, aynı zamanda uluslararası bir insanlık sorununun çözümüne yönelik de önem arz eden bir mesajdır. Aksi takdirde, bu kan lekesi sadece Netanyahu’nun eline değil, tüm dünya insanlarının eline bulaşacak ve uluslararası toplumun itibarını zedeleyecektir.
Bütün uluslararası toplumu, insanlık cephesinde birleşmeye davet ediyorum. Gelin, Gazze’deki vahşete karşı hep birlikte “Yeter!” diyelim. Barış ve refah umudunu yeşertmek istiyorsak, caydırıcılığı en üst düzeyde tutmamız gerekmektedir. Tarihimize baktığımızda, ambargolara maruz kalmış bir ülke olarak, her bir ambargonun bizlere yeni kapılar açtığını görebiliriz. Savunma sanayiinde bu dönüşüm, sadece kendi kendine gelişim gösteren bir süreç değil, aynı zamanda uluslararası alanda da ciddi bir rekabet gücü kazanmamıza sebep olmuştur. Bugün, insansız hava araçları (İHA) ve silahlı insansız hava araçları (SİHA) teknolojisinde dünya çapında önde gelen üç ülke arasındayız. Ayrıca, kendi savaş gemilerini tasarlayıp üreten on ülkeden biri olmanın gururunu da yaşıyoruz.
Sonuç olarak, Gazze’deki insanlık dramı karşısında sessiz kalmanın artık bir seçenek olmaktan çıktığını belirtmek istiyorum. Tüm dünyayı, insani değerleri koruma ve bu vahşete karşı durma konusunda birlik olmaya çağırıyorum. Herkesin elini taşın altına koymasının gerekliliği ortada. Gazze’de yaşananların son bulması ve insani yardımların bir an önce ulaşmasının sağlanması için ortak bir ses olmalıyız. Tarih, bu ve benzeri dönemlerde hangi tarafta yer aldığımızı sorgulayacaktır. Şimdi, doğru olanı yapma zamanıdır.