Avustralya’da çalışan ve emekli olduktan sonra memleketi Isparta’da çiftçiliğe adım atan gurbetçi Atilla Akın, 20 dekarlık alanda aronya üretimi yapmaktadır. Akın, 64 yaşında ve uzun yıllar boyunca Avustralya’da tezgahtarlık yapmıştır. Emeklilik sonrası yaşamının büyük bir kısmını Türkiye’de geçirmeye karar veren Akın, özellikle Antalya’da yaşayan çocuklarından duyduğu aronya meyvesini araştırmaya koyulmuştur.
Atilla Akın, Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan da bitkiye ilişkin bilgi aldıktan sonra 3 dekarlık alanına aronya ekim yapmıştır. Aronyaya duyulan talebin artmasıyla beraber, kısa süre içerisinde bu alanı 20 dekara çıkarmayı başarmıştır. Ürettiği aronya meyvelerini ise İstanbul ve İzmir’deki tüccarlara satmaktadır. Böylece sadece kendi yaşamına değil, bölgedeki ekonomiye de katkı sağlamaktadır.
Akın, Katip köyü‘nde çiftçilik yaparak çevresindekilere örnek olmaktadır. AA muhabirine verdiği röportajda zaman zaman tekrar Avustralya’ya gittiğini, yaz aylarını ise genellikle Türkiye’de geçirdiğini ifade etmiştir. Yaklaşık olarak 2 yıl önce 3 dekarlık arazisine 800 aronya dikimi gerçekleştiren Akın, bu meyvenin bağışıklığı güçlendirme özelliği dolayısıyla bölgede “süper meyve” olarak adlandırıldığını belirtmektedir. Her geçen yıl aronya üretimini artırmayı başaran Akın, şu an 20 dekarlık alanda 6 bin aronya bitkisine ulaştığını söylemektedir. Ayrıca, 2 hafta içinde meyvelerin olgunlaşarak hasat döneminin başlayacağını da eklemiştir.
Üretimde devlet desteğinin de bulunduğuna dikkat çeken Akın, bölgedeki diğer çiftçilerin de kendisini örnek alarak aronya dikmeye başladığını kaydetmiştir. Aronya meyvesinden sağlanan kazancın, diğer ürünlerle karşılaştırıldığında daha iyi olduğunu vurgulamıştır. Akın, aronya meyvesinin gıda, sağlık ve kozmetik sektörlerinde kullanıldığına da açıkça belirtmiştir. Bu yönüyle, yalnızca bir tarımsal fonksiyon değil, aynı zamanda ekonomik bir üst yapı sağlamaktadır.
Atilla Akın, ülkesinde üretime katkıda bulunmanın kendisine mutluluk verdiğini ifade etmekte ve bu süreçte bir çiftçi olarak hem kendisinin hem de bölgedeki diğer çiftçilerin yaşam standartlarını yükselttiğini söylemektedir. Emekliliği sonrası gerçekleştirmiş olduğu bu tarımsal faaliyetler, hem bireysel hem de toplumsal anlamda önemli bir örnek teşkil etmektedir.