İmamoğlu: Sistem Çöktü, Adalet ve Liyakat Yok!

0

BEĞENDİM

0

Son günlerde Türkiye gündemini meşgul eden ‘sahte diploma’ ve ‘sahte e-imza’ tartışmaları üzerine açıklamalarda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’nin tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, önemli mesajlar verdi. İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, toplumda oluşan kaygıları dile getirerek, “Alın teriyle, helalinden başarmaya olan inanç yerle bir edildi” dedi.

Açıklamalarında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde vatandaşların güvenle çalışabilme ve hak ettiklerini kazanabilme konusundaki inançlarının kaybolduğunu ifade eden İmamoğlu, şu ifadelere yer verdi: “Gönül rahatlığıyla ‘çalışır, hak eder, kazanırım’ diyebilen kimse kalmadı.” Bu durumun, adalet ve liyakat duygusunun yerini kaybetmesiyle doğrudan ilişkili olduğunu belirten İmamoğlu, “Herkesin kimlik bilgileri çalınmışken çıkıp iki kelâm edemeyen akla bıraktı” sözleriyle bu konudaki kaygılarını daha da vurguladı.

İmamoğlu’nun açıklamalarında dikkat çeken bir diğer nokta ise, mevcut yönetim anlayışına yönelik eleştirileri oldu. “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile kendine uygun zemini bulan bu zihniyet artık devletimizin geleceği için çok büyük bir zafiyet oluşturmaktadır” ifadelerini kullanan İmamoğlu, ülkede yaşanan bu çürüme sürecinin boyutlarına dikkat çekti. “Üzülerek ilan ediyorum ki çürüme devasa boyutlara ulaştı. Sistem çöktü” diyerek durumun ciddiyetini gözler önüne serdi.

Güvenlik, istihbarat, tapu, nüfus ve eğitim gibi birçok alanda güvenilir devlet algısının yok olduğunu belirten İmamoğlu, bu durumun ülkede yarattığı tehlikeye işaret ederek, “Tehlike çok büyük. Ülkemize ve devletimize sahip çıkmak zorundayız. Bu sistem değişmeli!” vurgusunu yaptı. İmamoğlu, ayrıca, adaletin her şeyin önünde geldiğini belirterek, “Herkes için her yerde önce adalet! Önce hürriyet!” çağrısını yaptı.

Sonuç olarak, Ekrem İmamoğlu’nun yapmış olduğu bu açıklamalar, Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasal iklimin ve sosyal adaletsizliğin tehlikelerine dikkat çekmekte; bu bağlamda, mevcut yönetimin teknik ve idari anlamda yaşanan çöküşe dair sorumlulukları sorgulanmaktadır. Bu durum, sadece Türkiye’nin değil, ekonomik ve sosyal açılardan da ciddi sonuçlar doğurabilecek bir ortam yaratmaktadır. İmamoğlu’nun bu sert eleştirileri, halkın adalet ve eşitlik arayışının ne denli derin olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.