İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı iştiraklerde bulunan yaklaşık 23 bin çalışanı etkileyen toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, sonuçsuz kalmış durumda. Genel-İş Sendikası’na üye işçilerin, İZELMAN, İZENERJİ ve EGEŞEHİR gibi çeşitli hizmet sunan şirketlerde yaptığı grev, kentin hizmetlerini ciddi şekilde aksatıyor. Grev süreci, hem işçilerin çalışma koşullarını etkilemekte hem de İzmir halkı için çeşitli olumsuz etkiler doğurmaktadır.
Grev nedeniyle yaşanan çevre sorunlarının halk sağlığını tehdit ettiğini ifade eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, 1 Haziran akşamı Alsancak Kordon bölgesine inerek, greve katılmayan işçilerle birlikte çöp toplama çalışmalarına katıldı. Tugay, grevin süregelmesi durumunda şehir yaşamının daha da zorlaşacağını vurguladı ve toplu iş sözleşmesinde uzlaşı sağlanması için çağrıda bulundu. Başkan, işçilerin taleplerine yönelik olumlu bir yanıt verilmesi durumunda sorunların çözüleceğini belirtti.
Ayrıca Tugay, grevde bulunarak iş bırakma hakkını kullanan işçilerle tartışma yaşadı. Bu esnada, “Belediyeyi batıramayacaksınız. Ben bu işleri yapacak adam bulurum” diyerek tepkisini dile getirdi. Bu sözler, grevci işçiler arasında gerginliğe neden oldu ve durumun daha da tırmanmasına yol açtı. Tugay’ın bu tür açıklamaları, grevin ne denli ciddi bir sorun olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Özellikle Alsancak, Kıbrıs Şehitleri Caddesi ve Kordon’da biriken çöpler, hem yerel sakinlerin hem de bölgeyi ziyaret eden turistlerin tepkisini çekti. Çoğu vatandaş, durumu daha da ileri götürerek, ellerine aldıkları temizlik malzemeleriyle çöp toplamaya başladı. Ancak bu durum, grev hakkını kullanan işçiler tarafından “grev kırıcılığı” olarak değerlendirildi ve bu da tepkilere sebep oldu. İşçilerin, greve katılmayanlarla yaşadığı çatışma, sosyal medyada geniş yankı buldu.
Kordon bölgesinde yaşanan olayda, temizlik yapan bazı vatandaşlar ile grevci işçiler arasında sözlü atışmalar yaşandı. Taraflar arasındaki gerilim, kısa sürede büyüyerek fiziksel müdahaleye dönüştü. Olay yerindeki diğer vatandaşların müdahalesi ile kavga büyümeden sona erdi. O anlar, çevredeki kişiler tarafından cep telefonlarıyla kaydedildi ve sosyal medyada da paylaşıldı. Bu tür gerginlikler, grevin devam ettiği süre zarfında toplumda daha büyük bir ayrışmaya neden olabileceği endişesini artırıyor.
Sonuç olarak, İzmir’de devam eden grev ve toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin, kent yaşamını ve halk sağlığını olumsuz etkilediği aşikâr. Yönetim ile işçiler arasındaki iletişimsizlik ve gerginlik, toplumsal huzursuzluğu artırırken, çözüm için her iki tarafın da bir araya gelerek uzlaşı sağlaması büyük önem taşımaktadır.