Türkiye’nin en sıcak illerinden biri olan İzmir’de, mevsim normallerinin çok üstünde bir sıcaklık yaşanıyor. Termometreler, kent genelinde 40 dereceye kadar yükselirken, özellikle ateş başında çalışan ustalar, bu zorlu koşullarda mesai yapmaya devam ediyor. Yaklaşık 70 derece sıcaklıkta çalışan bu zanaatkarlar, geçim kaygısıyla bu zorlu koşullara alıştıklarını ifade ediyorlar.
Aşırı sıcakların etkisi İzmir’de günlük yaşamı olumsuz etkiliyor. Fırıncılar, demirciler ve dökümcüler gibi yüksek ısıya maruz kalan meslek gruplarındaki işçiler, hem dışarıdaki aşırı sıcakla hem de çalışma ortamlarının yüksek sıcaklığıyla başa çıkmaya çalışıyorlar. Ateş başında uzun saatler geçiren ustalar, serinleme ihtiyacı hissettiklerinde sık sık yüzlerini yıkıyor ve bol su içerek dayanma mücadelesi Veriyorlar. Örneğin, demircilikte 23 yıldır ustalık yapan Süleyman Akdemir, çalıştığı ortamın sıcaklığının 65-70 derece civarında olduğunu belirtiyor. Akdemir, “Mesleğimi yaparken keyif aldığım için buradayım. Aksi halde bu sıcağa dayanmak gerçekten çok zor. Ancak işe ve sanata olan sevgimiz bu zorlukların üstesinden gelmemizi sağlıyor” diye konuştu.
Genç neslin bu meslekleri tercih etmemesinin nedeninin, yüksek sıcaklık ve zorlu koşullar olduğunu belirten Akdemir, “Sürekli ateşle iç içeyiz ve bu ortamda çalışmak sabır gerektiriyor. Gelen parçalarla temas sonucu yanmalar olabiliyor. Hava şu anda 40 derece, ocağın sıcaklığı ise bin 200 dereceye kadar çıkabiliyor ama biz işimizi büyük bir sevgiyle yapıyoruz” şeklinde devam etti.
Fırıncı Sait Gül de benzer hissiyatlara sahip. Çalıştığı ortamın dışarısının sıcaklığı ile hemen hemen aynı olduğunu vurgulayan Gül, “Bu sıcakta dışarısı zaten 40-45 derece, burası da fırının önü olduğu için aynı sıcaklık burada da yaşıyoruz. 70 derecenin üzerinde çalışıyoruz ve sürekli terliyoruz. 30-35 senedir bu işi yapıyoruz ve artık bu sıcağa alışmak zorunda kaldık” dedi. Çalışma saatlerini de paylaşan Gül, “Gün içinde sabah saat 8.00’den akşam 5-6’ya kadar bu koşullar altında çalışıyoruz. Keşke başka bir iş yapabilsek ama inşaatçılık veya şoförlük de aynı şekilde zor şartlar içeriyor. Yani bu fırın işini seçmek zorundaydık ve büyük ihtimalle burada çalışarak mezara gideceğiz” şeklinde ifade etti.
Sıcak havalarda serinlemek için yapacak bir şey olmadığını belirten Gül, “Soğuk su içtiğimizde daha fazla terliyoruz çünkü soğuk su teri tutmuyor. Bu yüzden arada bir çay içiyoruz ki en azından ağzımız kurumasın. Dışarı çıktığımda, dışarısı bana cennet gibi geliyor. Dışarı çıkmak bile büyük bir rahatlık ama fırının önü gerçekten cehennem gibi” diyerek sıcaklığa duyduğu büyük tepkiyi dile getirdi. “Burada sıcaklık gerçekten 70 dereceyi buluyor. İki dakika bile burada durduğunuzda terliyorsunuz. Düşünsenize ben burada 9-10 saat durarak çalışıyorum. Bu sıcaklığa can dayanmaz” ifadeleriyle zorlu şartlarının altını çizdi.
İzmir’deki bu zorlu çalışma koşulları, hem yaz aylarının etkisi hem de meslek gruplarının doğası gereği işçilerin birbirleriyle dayanışma ruhunu da ortaya çıkarıyor. Ancak, bu zanaatkarların yaşadığı sıcaklık ve zorlukların, gelecekte bu mesleklerin tercih edilmemesine neden olabileceği düşünülüyor.