MS Hastalığı Kontrol Altına Alınabilir

0

BEĞENDİM

0

İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Serkan Özakbaş, Multiple Skleroz anlamına gelen MS hastalığının tedavi edilebilir ve kontrol altına alınabilir bir hastalık olduğunu vurguladı. MS, gençlerde (20-40 yaş arası) daha sık görülen bir hastalık olup, popülasyon içerisinde 4 binin üzerinde bulunmaktadır. MS’in başlangıç yaşı genellikle 26 yaşında ataklı formda ve 29 yaşında ilerleyici formda ortaya çıkmaktadır. Hastalığın belirtileri arasında bulanık görme, çift görme, dengesizlik ve bağırsak sorunları yer almaktadır.

Prof. Dr. Özakbaş, hastalığın ataklı formdaki başlama oranının yaklaşık %85 olduğunu belirtirken, her 100 MS hastasından 85-90’ının ataklarla başladığını, geri kalan %10’luk kısmın ise ilerleyici formda başladığını açıkladı. MS ataklarının kontrol altına alınmadığı durumlarda hafıza sorunlarına yol açabileceğini ifade etti. Tedavi aşamasında ise öncelikle kortizon kullanılarak hastaların atakları durdurulmakta ve koruyucu tedavi başlatılmaktadır.

MS hastalığının koruyucu tedavisinin son 10 yılda önemli gelişmeler kaydettiğini belirten Prof. Dr. Özakbaş, 1993 yılında başlayan interferon tedavisinin ardından enjeksiyon ve ağız yoluyla tedavi seçeneklerinin hayata geçtiğini ifade etti. Günümüzde ise daha güçlü infüzyon tedavileri sayesinde hastaların tedavi edilmesinde çeşitlilik sağlandığını açıkladı. Hastalığın ilerleme sürecinde yapılan tedavilerin hastanın hayatını olumlu şekilde etkileyebileceğini dile getirdi.

MS hastalığıyla ilgili önemli bir nokta da kontrol altına alınmış bir hastanın hastalıktan kaynaklanan bir sebeple hayatını kaybetme ihtimalinin çok düşük olduğudur. Prof. Dr. Özakbaş, iyi kontrol edilmiş MS hastalarının hastalığın kendisinden ötürü hayatlarını kaybetmediklerini, ancak diğer faktörler nedeniyle yaşam sürelerinin kısalabileceğini belirtti. Hastalığın genetik yatkınlık da barındırdığını ve aile bireyleri arasında yaygın olarak görülebileceğini açıkladı.

Sonuç olarak, MS hastalığının günümüzde daha iyi anlaşıldığı ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğu vurgulanmaktadır. Hastaların düzenli olarak kontrollerini yaptırarak, uygun tedavilerle hastalığın ilerlemesini engelleyebilecekleri önemle vurgulanmaktadır. Aynı zamanda, hastalığın genetik yatkınlığı nedeniyle aile bireylerinin de risk altında olduğu unutulmamalıdır.