MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin PKK lideri Abdullah Öcalan’a silahlarını bırakma çağrısının ardından, Türkiye’de yeni bir çözüm süreci başlatıldı. Bu süreçte beklenen açıklama nihayet geldi. PKK, 5-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdiği 12. kongresinin sonuçlarını kamuoyuna duyurdu. Yapılan duyuruda, PKK’nın artık silah bırakma ve örgütü feshetme kararını verdiği belirtildi. “PKK adıyla yürütülen çalışmalar sonlandırıldı” ifadesiyle duyurulan kararların arkasında yatan gerekçeler ve uygulanması gereken hususlar da açıklandı.
PKK’nın bildirisinde, “Söz konusu kararların uygulanması Önder Apo’nun süreci yürütüp yönlendirmesini, demokratik siyaset hakkının tanınmasını ve sağlam bütünlüklü bir hukuki güvenceyi gerektirir” denildi. Bu ifadeler, PKK’nın bundan sonraki süreçte Öcalan’a atfedilen liderlik rolünün ne denli önemli olduğunu vurguladı. Ancak, bu gelişmelerin ardından Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) hemen müdahale ederek, bazı asılsız iddiaları yalanladı.
DMM, PKK’nın duyurduğu bu tarihi karar sonrası, “Bu karar sonrası anayasa değişikliğiyle özerk ve federal bir yönetimin sağlanacağı” iddialarının tamamen asılsız olduğunu açıkladı. DMM’nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, silah bırakma ve örgütün feshi kararının alındığı kongre bildirgesinin bağlamında devlet yönetiminin herhangi bir pazarlık yapmadığı vurgulandı. “Terörsüz Türkiye hedefiyle terör örgütünün silah bırakma ve fesih kararına yönelik devlet yönetiminin herhangi bir pazarlık üzerine süreç yönetmesi söz konusu değildir” ifadesi, hükümetin pozisyonunu net bir şekilde ortaya koydu.
Anayasa değişikliğine ilişkin hazırlık çalışmalarının, “sivil, demokratik, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasa ihtiyacını karşılamak” üzerine yapıldığına da dikkat çekildi. Bu bağlamda, kamuoyunun manipüle edilmesine yönelik iddialara itibar edilmemesi gerektiği vurgulandı. DMM’nin yaptığı açıklamalar, PKK’nın mevcut durumunun devlet tarafından nasıl değerlendirildiğini ve bu sürecin şekillendirilmesine yönelik resmi tutumu gösteriyor.
Tüm bu gelişmeler, Türkiye’nin iç politika dinamiklerini şekillendirirken, toplumsal algıyı da derinden etkileyecek gibi görünüyor. Çözüm sürecinin nasıl bir sonuç doğuracağı merakla beklenirken, devletin ve ilgili kurumların atacağı adımlar büyük önem taşıyor. PKK’nın aldığı bu kararla birlikte, hayatın normalleşmesi ve çatışmasız bir ortamın sağlanıp sağlanamayacağı ise önümüzdeki günlerde netleşecektir.